İSLAMDA BORÇLANMA
islamda borçlanma,borçlanma nedir,borclanma cesitleri,islam dininde borçlanma,borç,borçtan kurtulma duası,borç almak,borç bulma,
Yüce Allah buyuruyor:
Ey îman edenler! Belirlenmiş bir süre için birbirinize borçlandığı-
nız zaman, onu yazın (belgeleyin). (Bakara - 282)
Kur’an’ı Kerim’deki en uzun âyet olan bu müdâyene (borçlanma) âyet-i ile ekonomik hayâtın vazgeçilmez unsuru olan alacaklı-borçlu ilişkileri dü-zenlenmiş, iki tarafın hakları en âdil bir şekilde korunmuş ve 1.400 küsur yıl önce yazılı ve şâhitli belge düzenlenmesi emredilmiştir.
Düzenlenen alacaklı-borçlu ilişkileri gereği, alacaklı borçluya baskı ya-
pıp vâdesi gelmeden önce alacağını isteyemez ve borçlu da zorunlu bir gerekçe olmadan vâdesi gelen borcunu erteleyemez.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
(Bir şey) sattığı, (bir şey) aldığı ve borçludan alacağını istedi-ği zaman (ödemede) kolaylık gösteren kimseye Allah rahmet etsin.
(Buhârî - İbni Mâce)
Karşılıklı hoşgörü ve güven ortamında yapılan alış-veriş ve borçlanma, toplumsal barışın ve toplumsal huzurun mânevî sigortası olduğundan,
Sevgili Peygamberimiz, “Bir şey sattığı, bir şey aldığı ve borçludan alacağını istediği zaman ödemede kolaylık gösteren kimseye Allah rahmet (merhamet) etsin” diye dua ediyor.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Zenginin borcunu ödemeyi geciktirmesi zulümdür. (Buhârî - Müslim - Tirmizî
- Ebû Dâvûd)
Alacaklının, sıkıntı içinde olan borçluya ödemede kolaylık göstermesi din kardeşliğinin gereği olduğu gibi, borcunu ödemeye gücü yetenin, bor-cunu vaktinde ödemesi de din kardeşliğinin gereğidir.
Zenginin borcunu ödemeyi geciktirmesi alacaklının hakkına tecavüz olduğu gibi, ayrıca toplumdaki güven ortamını da sarsacağı için gerçekten zulümdür yani günahtır.
İslâm’ın temel ilkesi, tüketicinin hakkını koruduğu kadar, üreticinin ve satıcının hakkını da aynı düzeyde korumak ve alacaklı ile borçlu arasında hoşgörüye dayanan güven ortamını sağlamaktır.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Mü’minin ruhu, ödeninceye kadar borcuna bağlı (tutsak) kalır.
(İbni Mâce - Tirmizî)
Borçlanma kul hakkı kapsamına girdiği için tevbe ile af olmadığı gibi abdest, namaz ve hac gibi ibâdetlerle bağışlanmaz. Mü’minlerin ruhları, ödeninceye kadar borcuna bağlı (tutsak) kalacağından, İslâm kapitalist sis-temler gibi borçlanmayı teşvik ve tavsiye etmiyor, aksine kısıtlıyor.
Enes radıyallahü anhü diyor ki:
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle dua ederdi; “Allahım! Sıkıntıdan, hü-zünden, âcizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten, borç yükü altında ezilmekten ve kötülerin iktidara gelmesinden sana sığınırım.”
(Buhârî)
Peygamberimizin sığındığı şeylerden biz de Allah’a sığınalım. Zorunlu kalmadıkça borç yükü altına girmeyelim ve kapitalist sistemin tuzağı olan taksitli satışlara, kredi kartlarına aldanmayalım.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Borç insanın dinini ve şerefini (saygınlığını) noksanlaştırır. (Deylemî)
Borçlu kişi genelde alacaklıya karşı yalan söyler, günaha girer. “Şu günü ödeme yapacağım” diye söz verir, sözünde durmaz, bu münafıklık alâmetidir. Zaman gelir yalan yere yemin bile eder. İşte bu tür günahlar borçlunun dinini noksanlaştırdığı (zayıflattığı) gibi,
İş hayâtında ve yakınları arasında güvenirliliğini kaybeder, bu da onun şerefini noksanlaştırır.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Allah’ın (Kur’an’da) yasakladığı büyük günahlardan sonra Allah katındaki en büyük günah, borçlu olarak ölen kişinin, borçları karşılı-ğında mal bırakmadan Allah’a kavuşan kişidir. (Ebû Dâvûd)
Ödeme gücünü aşacak derecede borçlananlar ve ölürken borçları kar-şılığında mal, mülk bırakmadan ölenler, kabirde tutsak olacaklar. Mahşer yerinde ise alacaklıları yakalarına yapışacak ve tek kuruşuna kadar bütün haklarını sevap olarak alacaklar.
Atalarımız “Kıyâmete yakın dünya ters dönecek” demişler. Gerçi dün-ya ters dönmüyor ama aşırı borçlanmadan, karşılıksız çeklerden, katlanan kredi kartlarından ve özendirici taksitli satış ilanlarından insanların aklı ka-rışıyor ve kafaları ters dönüyor. İflas edenler, iş yerini kapatanlar, mah kemede sürünenler, malına, mülküne haciz gelenler, eşlerinden ayrılanlar ve bunalıma girip intihara kalkışanlar, hatta intihar edenler.
İşte din dışı yaşamın, İslâm’dan ve Kur’an’dan kopmanın dünyadaki korkunç faturası!.. |